Yine birgün parkta..

28.1.16
Günlük rutin aktivitemizde, yine Park'tayız!! Alp ve Valentine gün batımında yanyana.. 
Bu sabah yine her gün olduğu gibi öğlene kadar kreşteydiler.. Tatlı bir öğle uykusundan sonra baktık ki yağmur yok, hooop dedik ve kendimizi dışarı attık.. Hergün olduğu gibi..

Çocukların aktiviteden aktiviteye koşmasına gerek yok onu anladım, aslında hergün aynı şeyleri yapmak, belli bir rutini takip etmek Alp'i çok mutlu ediyor.. Yani aslında sadece Alp değil, diğer ufaklıklar da aynı şekilde hallerinden çok memnun, aman ya yine mi park diyen yok:))
Bir makalede okumuştum. Çocukların hergün en az 1-2 saat serbest oynadıkları zamanı vermek  hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştiriyormuş. Yeni nesil çocukların okul ve okul sonrası gittikleri etkinlikleri programlı zaman olarak ele almış çalışma. Okul sonrası zamanda kurs ya da etkinlikler her ne kadar spor, eğlence, müzik içerikleri olsa da bir öğretmen ya da bir lider tarafından yönlendirildikleri için serbest zaman olarak sayılmıyor. Serbest zaman tamamen ne oynamak, neyle ya da kiminle nasıl oynamak istediklerine kendilerinin karar verdiği bir zaman dilimi, kendilerini keşfetmek için önemliymiş. Yani tabii ki gidiyoruz aktivitelere etkinliklere onların da yeri amacı ayrı.  Benim aklıma çok yattı, çoçuklara illa aktivite her gün ayrı bir heyecan yaratmaya gerek yok. 

Park'a giderken, kendim görüyorum hergün kendi kendilerine oynadıkları o zamamın aslında ne kadar güzel olduğunu. Aynı yoldan geçiyoruz, aynı parka gidiyoruz, ama inanmazsınız o yol hergün ne maceralara gebe:)

Şöyle anlatayım..

Bir kere karşıdan karşıya geçiyoruz.. 6 şeritli bir anayol öyle böyle değil yani.. Zaten daha arabalar, gelen geçen ilk heyecanlı dakikaları yaşamamızı sağlıyor.. Araba sayıyoruz, renkleri konuşuyoruz, hangi araçlar büyük-küçük ona bakıyoruz.. Çimento aracı ya da polis aracı geçince o da Bonus! Süper heyecanlanıyoruz.. Bizim balkondan kuşbakışı bir foto açıklar parka gidiş yolumuzu..


Yetmedi bizi kıvrımlı bir üst geçit bekliyor hemen sonrasında.. Düz taban olmasına bayılıyorum, Alp'in pusetiyle devam edebiliyoruz yolumuza.. (İleride de bisikletle geçebiliriz mesela).. Bu üst geçidi bazen koşarak geçiyoruz.. şarkı söyleyerek bağırarak! Süper eğleniyoruz..

Bazı duraklarımız var yol üzerinde.. 

Durak 1: Bir heykel.. ne anlıyorlar çözemedik ama heykelin altına girip, parmaklıklara tutunup 'Hola' ispanyolca 'Merhaba' diye bağırıyorlar gelene geçene.. ve çok eğleniyorlar.. Kir pas içinde kalıyorlar..


Durak 2: Mini köprülü balıklı havuz.. burada çeşitlilik çok.. 
Klasik köprüye çıkılıyor, havuza taş atılıyor, balıklara merhaba deniliyor, suya minik eller sokuluyor.. bazen balıkları besliyoruz bir de.. sonra tamam diyorlar yolumuza devam ediyoruz..

Durak 3: Parka giderken sahilde yat kulübü var . Marina'daki gemilere yatlara bakıyor.. Mıcırca birkaç yorumdan sonra devam ediyoruz.. Hem gidişte hem dönüşte durup bakıyoruz. Bu da dönüşten bir foto mesela..

Ve sonunda parka ulaşıyoruz.. Parka normalde durmadan yürürseniz 5 dakikada ulaşabilirsiniz. Bizim yolculuğumuz en az 25 dakika sürüyor.. Hem gidiş, hem dönüş diye düşünürseniz, 50 dakikamız zaten böyle geçiyor. Parkın kendisinde daha az vakit geçiriyoruz:)

Kumdan parkımızda canımız o gün ne isterse onu oynuyoruz.. Kimileri solo takılıyor, bazen  kimileri sallanıyor.. Bazen de oturup birlikte kum oynuyorlar.. 

Günler erken bitiyor Panama'da.. Gün batmaya yakın, 18:00 gibi dönüş yoluna geçiyoruz.. ve o geliş yolundaki duraklarda tekrar duruyoruz sırayla:)

Bir şekilde evimize ulaşıyoruz.. Anneler olarak aynı keyfi alıyor muyuz tartışılır:)) ama çocukların çok eğlendiği kesin! 

Eğlenmiş, yorulmuş o minik bedenler yarın yine okul sonrasında parka gidecekleri bir güne uyanmak üzere uyurken, ben de bir kahve içeyim en iyisi..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder