Gebelik sürecini paylaşmak pek bana göre değildi.. Yani söylemek istediğim aslında, özel bir süreç olduğu, kendi içimizde yaşasak sanki daha iyi gibi hissettiğim için, çok paylaşım yapmayı tercih etmedim.. Evet göbüşlü halimi herkes sempatik bulsa da (kibarlıktan zannederim), ben çok da hoşlaşmadım itiraf ediyorum! Gerçekten infilakın eşiğindeydim yahu ne şirinliği, ne sempatikliği! Amerika'da herkesten uzakta olmak da bir yerde iyi geldi, ne yalan söyliyeyim.. O şekilde kimsenin beni hatırlamaması bence isabet oldu, vallahi kabus:)) Ama genel olarak gebelik nasıl bişeymiş, ben ne düşünüyorum merak edenlere gelsin bu yazım..
Gebelik süreci özel durumları sebebiyle zor geçenler mutlaka var. Sabırlar diliyorum o arkadaşlara.. Onun dışında özel bir sağlık durumu yoksa; bana göre birçok şeyde olduğu gibi, gebelikte de herşey aslında kafada bitiyor!
O kadar abartıldığı gibi, aman da aman, çıt kırıldım olacak bir durum yoktu, son 1-2 hafta dışında.. Evet bedenin bir damacana su taşır hale geliyor, hormonlar ruh halini allak bullak edebiliyor.. Ama aslında normal hayat devam ediyor. Ve hatta normalleştirmek daha kolaylaştırıyor süreci.. Gebeliği hastalıkmışçasına Allah Kurtarsın mantığında ele alanlara kocaman hayır, bu yaşamın devamlılığı için en normal en doğal süreçlerden biri.. Öyle Allah kurtarsınlık bir durum yok yani. Gün gün canından can katarak bir bebek büyütmek, buna şahit olmak çok özel ve mucizevi! Tadını çıkarmak lazım. Durumumuzu normalleştirelim ama bir yandan bize özel muamele gösterenleri de geri çevirmeyelim arkadaşlar. O vakitler geldiğinde mümkün mertebe değerlendirelim tabii ki:))
Haftaiçleri genelde Murat Cenevre'deydi biliyorsunuz.. Ben de Londra'da yalnız olunca, haliyle etrafımda nazlanabileceğim biri yoktu. Hatta tam tersine Murat'ın ve ailemin, kimsenin aklı bende kalmasın diye azıcık farklı hissetsem kendimi, çok süperim valla bişeyim yok çok iyiyim dedim durdum.. Dedikçe gerçekten çok iyi olmuşum hep:)) Yurtdışında olmanın da etkisi var tabii, çevrenizdeki gebeler trekking filan yapıp dağa tırmanıyor, maratonlara katılıyor, safari mafari yapıyor yani ben de yaparım dedirtiyor insana.. Bundan olsa gerek rahat geçti benim hamilelik sürecim, bulantım ya da başka bir sıkıntım olmadı. Londra'da 6.5 ay boyunca yoğun çalıştım, yoğun olmak işe yarıyor.. Haftasonları Murat'la bir araya gelmeye çalıştık, başta ben de gittim sonra Murat geldi daha çok.. Haftaiçleri de Murat olmadığında iş arkadaşlarım dostlarım çok destek oldular.. Arkadaşlarımın desteğini atlayamam bu arada. Son aylarda Amerika'da bir aradaydık, o dönem ayrı güzel geçti.. Gezmekle meşgul olduğumuzdan şikayete sıra gelemedi..
Genel olarak, gebelik dönemini memleketten uzakta, çok normal geçirmemin bir diğer sebebi de herkesin tavsiyelerinden, gebelik ya da doğum hikayelerinden nasibimi almamış olmam zannederim;) Kimse doğum hikayesi ya da tecrübesini anlatmıyor seni görünce, aman şöyle yap, bende böyleydi çok işe yaradı vs'ler yok.. Sen sormadan, kimse seni tavsiye yağmuruna tutmuyor..
Genel olarak, gebelik dönemini memleketten uzakta, çok normal geçirmemin bir diğer sebebi de herkesin tavsiyelerinden, gebelik ya da doğum hikayelerinden nasibimi almamış olmam zannederim;) Kimse doğum hikayesi ya da tecrübesini anlatmıyor seni görünce, aman şöyle yap, bende böyleydi çok işe yaradı vs'ler yok.. Sen sormadan, kimse seni tavsiye yağmuruna tutmuyor..
Son haftalardaki tek derdim koca karnımdan dolayı gece rahat uyuyamamdı. O da artık iyice infilak edecek boyuta gelmemle başladı.. Midem ağzımdaydı sanki:) zaten boy kısa, bebek ve alınan kilolardan midem sıkıştı, lokma yesem damla su içsem rahatsız ediyor. Ona rağmen yemeye de devam ediyorum, ne kadar fena halim tahmin etmekte zorlanmayacağınızı düşünüyorum.
Biz son güne kadar gezmeli tozmalı hayatımıza devam ettik.. Hamileliğim 3 ülkede geçti parça parça, ne kadar hareketli o kadar iyi. Uzman olup da tavsiye verecek yetkinlikte değilim bu konuda, eğitimi almış ya da bir dolu hamilelikten geçmiş değilim ama naçizane hamilelik sürecini kolay geçirmenize yardım edecek iki temel şey var bence..
1) Durumunuzun çok da üstünde durmayın, fazlaca düşünmeyin, hatta google'dan uzak durmaya çalışın (bir dolu negatif hikayeden uzak durun), normal yaşamınıza, rutinlerinize minik adaptasyonlarla devam edin, gezin tozun. Yaşam tarzınıza göre tabii ki doktorunuza danışın, ama söylemeye çalıştığım, minik adaptasyonlarla normal hayata devam etmek en güzeli.. Bebiş zaten bir şekilde kendi büyüyor.
1) Durumunuzun çok da üstünde durmayın, fazlaca düşünmeyin, hatta google'dan uzak durmaya çalışın (bir dolu negatif hikayeden uzak durun), normal yaşamınıza, rutinlerinize minik adaptasyonlarla devam edin, gezin tozun. Yaşam tarzınıza göre tabii ki doktorunuza danışın, ama söylemeye çalıştığım, minik adaptasyonlarla normal hayata devam etmek en güzeli.. Bebiş zaten bir şekilde kendi büyüyor.
2) Gezin tozun gerçekten çok ciddiyim.. Vaktinizi ebeveyn olmak ya da bebek bakımı üzerine kitap okumakla filan da geçirmeyin.. Kitapların hepsinin sonsözü benzer, eğer bu yöntem bebeğinizde işe yaramazsa karakterindendir diyor sıyrılıyorlar. Boşverin gerçekten. İş başa düşünce insan yapıyor bir şekilde.. On the Job Training (işi iş başında öğrenmek) diye bir laf vardır ya işte ben onu çok severim, Türkçe karşılığı tam olmayacak diye öyle yazdım.. Bebek bakımı da bir yerde öyle, inanın bana.. Kitapla kullanım kılavuzu ile değil de, KALP ile olacağı için o kısımları öğrenmeyi bebek gelinceye bırakmak daha doğru.. Bebeği kucağınıza verdikleri an içinizden bir ses çıkıyor kendi kulaklarınıza inanamıyorsunuz. Sanırsın 40 yıllık Ana! Hormonlar sağolsun, kitaptan okuyup da öğrenemeyeceği şeyleri bir çırpıda yaptırıyor insana!
Biz öyle yaptık, size de aynını tavsiye ederim!
Ha illa kitap okuyacağım diyorsanız da, bir kitap var ki ben en çok onu sevdim.. Bebeğin kafasından neler geçer, hangi ayda neyi yapabilir, duygusal ve fiziksel gelişimi için ne tür oyunlar aktiviteler uygundur ay ay anlatan bir kitap, bence tek onu okusanız yeter. Bana da çok sevdiğim arkadaşım Tutku tavsiye etmişti, kendisi normal hamilelik süreci yaşayanlardan cesaret veren örneklerden benim için!
Konuşuyorum da gülüyorum da bizimki ne anlıyor acaba, o yaştaki bebek neyi sever, nelere daha çok tepki verir, onun minik beyninde neler dönüyor diye merak ediyordum. Bu kitap cevap oldu. Başucumuzdan ayırmadığımız bir kitap oldu 1 yaşına gelene kadar. Bu da benden size günün bonusu olsun.. Aşağıda kitaptan birkaç sayfada bulacaksınız, fikir vermesi açısından.. 5-6 aylık bebek için örnek. El becerileri, kavrama becerileri, sosyal becerileri gibi öne çıkan gelişimlerden bahsediyor. Ve Golden Hour yani Altın Saat diye etkili bir saat geçirseniz yeter diye tavsiye ediyor. Altın Saat için de ne tür oyunlar oynayabilirsiniz neler yapabilirsiniz önerilerde bulunuyor. Bir bakın mutlaka beğeneceksiniz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder