Yolculuk vakit geldi yine.. Sevdiklerimiz de biz de gitmelere kavuşmalara alışık olduğumuz için son dakikalarda biraradayken hüzünlü bir sahne yaşamadık.. Ya da tam anlayamadık galiba hiçbirimiz ne olduğunu...
Bizi Cenevre'ye uğurlar gibiydi herkes. Nasılsa 1-2 aya kalmaz geri gelirdik.. Ailelerimizle İzmir, Niğde ve Isparta'da vedalaşmıştık.. İstanbul'da bizi uğurlayanlarımız kardeşim ve Tutku'lar oldu. Mert'o ve Alp şapşırık halleriyle hüzne hiç fırsat tanımadılar zaten.
Bizi Cenevre'ye uğurlar gibiydi herkes. Nasılsa 1-2 aya kalmaz geri gelirdik.. Ailelerimizle İzmir, Niğde ve Isparta'da vedalaşmıştık.. İstanbul'da bizi uğurlayanlarımız kardeşim ve Tutku'lar oldu. Mert'o ve Alp şapşırık halleriyle hüzne hiç fırsat tanımadılar zaten.
Vedalar aslında hep böyle tatlı olsun. O son anlarda birbirimizi gülerke, mutlu görsek.. Gözlerimizden akan yaşlar, hüzünlü yüzler yerine, gülen gözleri kazısak beynimize en son!
Hala gülüyorduk, 'Gelirsiniz artık birkaç aya diyorduk Tutkulara'.. Görüşmek üzere deyip sarıldık kocaman! Hala gülüyorduk! Hatıra fotolarımızı da çekildiken sonra artık pasaporta gidebilirdik. Deniz ve Tutkular pasaporttan geçene kadar beklediler bizi, son el sallamalar ve hala yüzler gülüyordu. Geçmemizle birlikte arkalarını döndüler ya işte o an boğazım düğüm düğüm oldu.. Yutkunamadım.. Gözyaşlarımı söylememe gerek var mı...
Acaba onlar nasıldı şimdi? Düşünceler treni.. Sonra uçağa doğru gittik..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder