Küba-Havana Sokakları

13.2.16

Panama'ya taşınırken, hep çok gitmek istediğimiz Küba'yı, Latin Amerika'da gidilecek yerler listemize ilk sıralardan eklemiştik.. Çok da doğru yapmışız!

Küba, farklı bir ülkeye seyahat etmiş olmanın yanında, zamanda yolculuk etmişsin hissini de veren bir ülke.. Zaman 1959'da donmuş gibi.. Tabii ki yenilikler var yok değil, ama genel olarak verdiği hissiyat o. Klaisik arabaların payı çok, ama sadece o değil, sistemin bir sonucu aslında, zaman daha yavaş akmış Küba'da.. 

Karayipler'de renkli, çok müzikli bir ada hayatı yaşayan Kübalılar da bizden biri gibi, Akdeniz insanı manasında demek istedim. Limitli de olsa internet gelmiş artık Küba'ya, bizim gözlemlediğimiz gençler dış dünyanın farkında ve bir değişim bekliyorlar.. Senelerin Amerikan ambargosundan sonra, yakın zamanda Dünya Obama'nın Küba seyahatine şahit olacak, sonrasında da Küba'yı nasıl bir değişim bekliyor göreceğiz. 

Değişmeden Küba'yı bu haliyle görebilmek çok kıymetli bir deneyim oldu. Küba'da araba kiralayıp farklı şehirlerini de gezdik, yaşam nasıl gördük.. Çok fotoğraf çektik, özetle bizim gözümüzden ilk olarak Havana onların deyimiyle La Habana...


Klasik arabalarla bir şehir turu atmadan olmaz, 1 saat tur $35 yaklaşık olarak. Pazarlıkla $30 hatta $25 dolara olabilir. Peki, tahmin edin bakalım, bir doktorun aylık maaşı ne kadar? Sadece $60 dolar! Buna rağmen Küba Tıp alanında çok kıymetli  doktorlar yetiştiren ve dünyaya gönderen bir ülke! Idealist olmak bu değil de nedir! 



Yağmur yağdığında ya da çok güneşte, desen olarak yağlı  boya eserlerin kullanıldığı bu şemsiyelerle Küba adeta bir açıkhava galerisi.. Desenlerse ünlü Kübalı ressamların eserleriymiş.. 





Sokaklarda kazı çalışmaları bitmek bilmiyor! Mutlaka dikkatinizi çekecek, heryerde bitmek bilmeyen çalışmalar.. 


Bir günün hatta taksici arkadaş için mesainin sonu... Küba'da kübalılar için ve turistler için iki ayrı para birimi ve banknotlar var. Turistlere ayrı fiyatlandırma yapmanın bir yolu olarak bunu düşünmüşler, halkı korumak için bir nevi. Sistem sayesinde herşey çok ucuz. Dolayısıyla adil fiyatlandırmayı ayrı para birimi ile yapıyorlar.  

Aman para üstüne dikkat! Bazı uyanıklar size Turist Pezosu CUC yerine Küba pezosu verebilir, bakmadan almayın. Bir gece vakti işte bu üstteki fotodaki taksiye binmiştik, hafif acelemiz de vardı Alp'in uykusu gelmişti iyice.. Neyse karanlıkta bize Küba pezosu üstü vermiş uyanık taksici, aceleyle biz de anlamadık tabii. Anladığımızda çok geçti. Siz dikkat edin. Hayır, sonra Küba pezosunu da harcayamıyorsunuz turist olarak, yasak çünkü. Ben çok az kısmını az ispanyolcamla harcayabildim yolda patlamış mısır satıyorlardı. Düşünün bir koca paket mısıra 5 peso vermiştim, yüreğimize az da olsa su serpti..





Film setine düşmüşsün gibi, Küba'da sadece arabalar değil, gardroplar da vintage!







Malecon'da yürüyüşte dalgalara dikkat!




 "Casa Particulares" evlerinde kalmadan olmaz! Küba'lıların evlerinde birkaç odayı kiraladıkları bir sistem var. Oldukça misafirperver evsahipleri onlarla sohbet etmek de keyifli.. Evler, mobilyalar hikayelerle dolu üstelik çok uygun bütçeli günlük $25-35.




La Casa del Habano meşhur puroların yapımını, tütün tarlalarını daha sonra gideceğimiz Vinales turunda öğrenecektik..


Küba'da internet bağlantısı evlerde yasak. İlk olarak 2007'de gelmiş internet ama sınırlı olarak devlete ait bazı  noktalarda bulunuyormuş. 2015'te, yani düşünün sadece daha geçen sene devlet halkın kullanımı için WiFi hotspotları kurmuş  ve bazı meydanlara ya da otellere internet gelmiş.. Ellerinde telefon, ipad gibi akıllı cihazlarla insan kalabalığı gördüğünüzde orası bir hotpoint! Ücretsiz de değil bu arada, saati 2 dolar. Toplamda 4 saat internete bağlandık biz 10 günde, aslında iyi de geldi bir miktar internetsiz kalmak. Ara sıra offline olmak lazımmış aslında..


Asılı çamaşırlar heryerde aynı kokuyor, evlere girdiğinizde aynı temizlik kokusu.. Çünkü devlet ne veriyorsa o.. Çok çeşit arasından seçim yapamama problemi yok Küba'da, hayat daha kolay olsa gerek o şekilde..




Küba'da sokakta top oynayan çok çocuk var. Öyle birşey dikkatimi çekti ki, paylaşmam lazım.. O gördüğümüz her çocuk grubunun topları patlaktı, bir değil iki değil hepsinim.. Tesadüf değil yani.. Yok çünkü bir yeni topu alabilecekleri yer.. Ama esas ilginç olan, tüm çocuklar patlak toplarına rağmen o kadar mutlular ki.  Onların hayalgücü var çünkü! 



Castro büyük bir Atatürk hayranı imiş. Ata'mızın büstünü gururla izledik.. Büstün altında, Türkçe ve İspanyolca “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu-yurtta barış, dünyada barış” yazıyor.



Devrim müzesi Batista'nın başbakanlık sarayıymış; devrimciler, devrim sonrası sembolik olarak burayı hemen devrim müzesine dönüştürmüş ve halkın kullanımına açmışlar.


Sokak aralarında tekleyenlerinden çok var.



Terkedilmiş evin balkonundan köklerin durumu, life goes on!


"Hasta la victoria siempre"  Until victory, always!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder