TRİNİDAD, CİENFUEGOS VE SANTA CLARA

21.2.16










Trinidad'a doğru yol üzerinde gidilebilecek birkaç güzel şehir var. Cienfuegos, Santa Clara ve Sancti Spiritus.. Turla gitseniz uğranılacak yerler bu şehirler. Biz araba kiralayıp aynı rotada gitmeye karar verdik.
Turlar, 1 gece konaklamalı 2 gün sürüyor. Fena değil aslında, Vinales gezimizdeki tur tecrübesinden sonra yapabilirdik aslında da otobüste geçiyormuş vaktin çoğu, 20 aylık sevgili yavrumuz Alp'le o kadarını gözümüz yemedi. Biraz daha özgür olabilmek için, araba kiraladık. Yolda kalsak ispanyolcamla bir şekilde işleri halledebiliriz diye düşündük, artık kısmet! Bir yandan da esnek oluyorsunuz kiralık arabayla gidince, canımızın istediği yerlerde durduk molalar verdik mesela.. Yol üzerinde bir dolu güzel minik köy var ya da  şeker kamışı tarlarları var mesela..



 Şeker kamışı tarlaları her yerde.. Aralarına dalmadan geçilir mi hiç!
 Bir de babayla poz alalım..


Eğer turla gitmek istemezseniz ya da turlarda yer bulamazsanız, araba da kiralamak tercihiniz değilse, Trinidad'a gitmenin bir 3.yolu otobüs yolculuğu. www.viaazul.com adresinden otobüs saatlerine bakabilirsiniz. Biletler online da satılıyor. Viaazul otobüs şirketini biz kullanmadık, ama kullananlardan duyduğumuza göre, otobüslerde servis çok iyiymiş.

Arabayla çıkıcaz yola, GPS yok internet yok hadi bakalım.. Yolumuz açık olsun dedik.. Bildiği, her gün gittiği yollarda insanlar GPSle gider olmuş, bizim ki deli işiydi ya.. Çocukla üstelik. Gidip göreceğiz işte, koyduk kafaya..

İlk gün sabah erkenden yola çıktık. Günün ağarmasıyla birlikte saat 6da yola çıktık ki, Alp yolun bir kısmında bir müddet uyursa günün kalanında rahat edebilirdik. Alp araba çalışır çalışmaz.. Ne? diyerek bir heyecan yaratsa da, meraklı bakışlarla etrafa birkaç saniye baktıktan sonra durumu anlayıp, neyse ki dedi ve mışıl mışıl uyumaya devam etti. 















İlk durağımız Küba'nın 250km güneyinde kalan Cienfuegos.. Burası sakin bir liman şehri. Çok fazla bir numarası yoktu, güzel bir ana meydan.. Sahilinde minik restoranlar..


Barcelona'daki La Ramblas caddesine benzer bir anne caddesi var. Gidiş gelişli yolun ortasında geniş bir yaya yolu, banklar filan. Bu arada, Cienfuegos'ta faytonlar önemli bir toplu taşıma aracı hala.
































Trinidad'a geçtik Cienfuegos'tan sonra, burada aynı zamanda konaklayacaktık. Kalacak yerimizi yine merkeze ulaşınca bulduk. Masalsı bir yer, suluboya renklerinde. Trinidad bir UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmış bir yer. Şehir, 1514 yılında kurulmuş ve o zamandan günümüze de aslına uygun bir şekilde korunmuş.





































Plaza Mayor, Trinidad'ın ana meydanı. İspanyol koloni mimarisinin en güzel örneklerindenmiş bu meydan. Burada epey vakit geçirdik.. 



Çocukla tatilin olmazsa olmazlarından! Bir meydan varsa, hemen bir koşma molası.. Siz de çocukla tatil yapanlardansanız, bir yerden diğerine koşma telaşı olmadan anın tadını çıkarın, ve bol bol yavrunuzun fotoğrafını çekin.. Bizim yaptığımız gibi.. Onun mutluluğu zaten herşeye yetiyor. Plaza Mayor'ü, Alp'in şen kahkahaları ve çığlıkları ile çok daha güzel hatırlayacağız.. 

Bir de küçük arkadaş edindi Sarı kafa! Birlikte takıldılar bir müddet..

Bu da başka bir keyifli meydan. 
Merdivenleri tırmanınca tepede tüm meydanı gören bir kafe var. Canlı müzik de vardı bizim çıktığımızda, hafif gün batımı öncesi kızıl saatlerde ne hoş bir akşamdı..


Alp tüm basamakları kendi tırmandı. Küçük Toto, çok gururluydu tepeye kadar yardımsız kendisi çıkmayı başardığında.


Aile saadeti anlarından.. mis hava, tatlı müzik, meydanda içilen muhteşem bir kahve.. Bu arada, Küba'da paket süt gibi şeyler bulmak mümkün değil. Özel bir ihtiyacınız varsa yanınızda getirin. Biz Alp'in 10 günlük süt ve birtakım başka minik atıştırmalıklarını alıp da gittik. Aklınızda olsun!
















Açıkhava, arnavut kaldırımı merdivenler ve müzik..




Sanat galerisine dönüştürülmüş eski evler muhteşemdi. Açık kapı buldunuz mu dalınız..

Trinidad rengarenk kapıları ve pencereleri ile meşhur!

La Bodeguita Del Medio, çok popüler mutlaka gitmeniz gereken bir bar, La Habana'dan sonra Trinidad'da şubesi vardı uğradık. La Habana şubesinin aksine burası çok sakindi.. Daha güzeldi bizce. Bu kaçıncı araba önü fotosu, biz saymayı bıraktık, Alp her arabanın önünde foto diyordu!

ALP EFE 2016! 
Evet Alp oradaydı.. Adını yazdık beraber. Inşallah ileride bir gün yine gidersin, arkadaşlarınla olur bu kez..




Sancta Spiritius'tan geçiyorduk, şöyle bir baktık durmadan geçtik, çok özel birşey yoktu..

Ve son olarak ikinci günümüzde, güneyde Santa Clara'ya uğradık. İkinci gecemizde Santa Clara'da kalmayı tercih ettik. Kaldığımız Casa Particulares kolonyal dönemden kalma tarihi bir ev idi. İnanılmaz güzeldi, daha önce bir dişçi muayenehanesiymiş, hatta dönemin en popüler diş hekiminin muayenehanesiymiş. İtalyan ve Kübalı bir çift yaklaşık 4 sene önce almışlar evi.. Evin tarihi, Küba, çiftin hikayesi vesaire birçok konuda güzel sohbetler ettik.. Çok sıcakkanlı bir aile, aynı zamanda çok merkezi ve temiz bu evi mutlaka tavsiye ederiz. Küba'ya yolu düşenler www.hostalfortunae.com/en/ buradan bilgilerine ulaşabilirsiniz. 



Sabah kalkar kalkmaz, Santa Clara'da bulunan Che Guevara'nın mozolesini ziyaret ettik.

Biliyor muydunuz, Che aslında kübalı değil, Arjantinli. Castro'nun Meksika'da sürgünde olduğu bir dönemde  tanışmışlar. Ve Castro'ya yardım etmek için Küba'ya gelmiş. Küba'da doğmadan devlet tarafından Küba asıllı sayılan nadir kişilerden Che Guevara..

Ve son olarak Kuzey'e doğru çıkarken Varadero'ya uğradık. Karayip kıyılarında herşey dahil tatil köyleri bölgesi burası. Şöyle bir bakmış denize girmiş olduk ve o akşam Havana'ya geri döndük. Bizim şanssızlığımız El Nino geçiyormuş yakınlardan, güneşli ama serindi hava. Denize de giremedik. Karayiplere baktık öyle.. Murat girdi yine de.. Buz gibi şöyle bir dalıp çıktı ama yok durulacak gibi değildi. Günleriniz kısıtlı ise, Varadero'ya gelmek yerine Trinidad turu yapın. Çok daha güzeldi..







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder